EGONA SPONSOR MU OLALIM! HAYIRDIR?

Yayınlama: 28.12.2023
A+
A-
"Size hakkımdaki hangi bilgiyi versem benim hakkımda kafanızda bir fikir oluşur? Çünkü bence söyleyen değil söylenen önemlidir."

İnsanlara bir şeyi ne kadar anlatmaya çalışırsanız çalışın, dinleyen olmadıktan sonra sözleriniz bir anlam ifade etmiyor. Böyle anlarda susmayı tercih ediyorum. Sonra “Neden hiç konuşmuyorsun?” diyorlar. Ben de veriyorum cevabımı tabii. Oturup dedikodu yapacak değilim. Biliyorum bunu yapsam çok iyi anlaşacağız ve sohbet hiç kesilmez. Ama bana göre bir şey değil. Dedikodudan ne öğrenebilirim. Hayatımda yer tutacak ne öğretebilir bana? Bu huyum yüzünden kimseyle muhabbet kuramıyorum. Çünkü boş sohbetlerin insanı değilim. Bana bilgi veren ve bilgi verebileceğim sohbetler gerekli. Pek çok insan bu kafada olmadığı için bende yanlarında suspus oturan, sadece dinleyen kişi oluyorum. Bazen konusu geliyor. Bakıyorum aa evet bir şeyler söyleyebileceğim bir konu var ve kendi aralarında bu konuyu kulaktan dolma bilgilerle konuşuyorlar. Doğal olarak müdahale etme gereği duyuyorum. Ama dinleyen olmuyor. Neden? Daha önce bahsettiğim gibi insanlar gerçek bilgiye o kadar kapalılar ki senden bir şey duymaya tahammülleri kalmamış. Saygısızca senin kelimelerini ağızına tıkabiliyorlar.

Her neyse. Müdahalede bulunmam gereken konulardan biri beslenme oldu mesela. Kendi başıma sadece düşünerek öyle noktalara geldim ki şaşarsın. “Siz ne kadar az düşünüyorsunuz.” Ayetinde olduğu gibi insanlar, düşünmeyi gerçekten bilmiyorlar. Düşünerek bile nelerin sır kapısı açılır haberleri yok. Beslenme de bunlardan biri. Bir insanın vücudunun rahatlaması, kötü enerjiden arınması ve hastalıklarla savaşabilmesi için aç kalması gereklidir. Neden grip vb. bir rahatsızlık olduğunda ya da ateşlenme durumu olduğunda iştah kesilir? O sırada pek çok kişi hasta kişiye zorla yemek yedirmeye çalışır. Pekiyi vücut senin yedirdiğin yemeği sindirmeye mi uğraşsın yoksa hastalıklı virüsle mi savaşsın? Pek çok hasta da yediği gibi kusar. Neden? Çünkü kusmak vücudun bir reaksiyonudur. Verme bana bir şey demek istiyor. Verme ki kendime geleyim. Sindirime ayıracak vaktim yok, olsa zaten iştahımı kapatmazdım diyor. Vücudun beslenmeye ihtiyacı olduğunda zaten açlık hissi gelecektir. Neyin cahilliği ile zorluyorsunuz? Üstelik bilene de laf ediyorsunuz. Ben bu içi boş havaları anlamıyorum ya. İnsanın oruç tutması senede 1 ay kendisini rahatlatması içindir. (Orucun başka sebepleri de var tabii. Şu an sadece açlık üzerinden gidiyorum). Vücudun arınmasını sağlamak içindir. Kaldı ki bu açlık hep yapılmalı ki bu çok uzun bir konu olduğundan daha sonra değineceğim.

Bazı insanların din algısı işlerine geldiği gibidir. Yani yazanı okumaktan aciz olanlar duyduklarına göre hareket ederler ve bu onların işlerine gelir. Çünkü duyulan din, insanın nefsine göre evrim geçirdiğinden özellikle erkeklerin işine yarar. Bir kısım insan da koyu iman sahibi gibi görünerek insanları dinden korkutur. Din sanki hep çile, keder, yokluk, eziyete dönene kadar ibadetmiş gibi bir algı yaratılır. Kaldı ki bunun ayeti de var; “Biz sana Kur’anı eziyet çekesin ve üzülesin diye indirmedik.” Bunu okurlar ama anlamını bilmedikleri için yine bildikleri gibi bir din uygularlar. Bunu gören başka bir kesim ise, yine okumayı, manayı çözmeyi reddettiği ve üşendiği için “böyle din olmaz olsun” edalarıyla dini reddeder. Bağnaz bir zihniyetle dinden soğutan yobazlardan gördükleri dini İslamiyet sanıp, İslamiyet’e karşı ileri geri konuşurlar. Kur’an’daki her ayetin 7 kat bohçalı olarak 7 ayrı manası olduğunu, 7 ruhsal evrim boyunca her basamakta ayrı bir mananın anlaşılacağını bilmezler. Bundan dolayı en basit örneği ile oruç tuttuğumu söylerim. Cahilmişim gibi bakarlar ve bunu en yakınlarım yapar. Su içerken zikir çekerim ve yobazmışım gibi bakarlar. Orucun, açlığın ve beslenmenin önemini anlatmaya çalışırım lafım ağzıma tıkılır. Neden? Gerçek bilginin ucu hepimize dokunuyor ve eğer anlarsak değişmemiz gerekir. Değişim de kabullenmekten geçer. Kabullenmek ise kendi yanlışını görebilmekten geçer. Bu da iyi bir kişisel mahkeme ister. Maalesef içi boş egolu, kendini bilir kişi sanan ve cahilin önde gidenleri bu egolarına yenik düşerler. Bundan dolayı da ne anlatırsanız anlatın önemi yoktur. O bilgiyi alamazlar. Çünkü bilgi şifa gibidir, isteyene verilir. Bugün aklınıza gelebilecek her türlü konunun ucu dine çıkar. Yaratım çok başka bir sanattır ve beslenmenin ucu bile yaratıma çıkar. Her anlattığım konu bir şekilde Allah anlayışına değindiği için bana bağnaz fikirli gibi bakarlar. Çünkü kendi inançları yoktur ve inancına saygı da duymuyorlardır. Üstelik anlattığım ne varsa insana iyi gelen şeyler olmasına rağmen sırf içinde İslamiyet var diye reddediliyor. Batıda bir doktorun bunu söylediğini söylesem hemen atlarlar. İşte bu ön yargı bağnazlıktır. Geniş perspektiften bakmaya korkuyorlar. Çünkü ya değişirlerse? Ya yapmayı bırakamadıkları dedikoduları, günah almaları, hasetlikleri, kıskançlıkları bırakmak zorunda kalırlarsa! Bu onlar için korkunç.

Şunu da belirtmek isterim burada yer alan konuların her biri sayfalarca anlatılacak konular. Ben kısa kısa değindim sadece ve şu da var; benim inanç anlayışım çok başkadır. Bugün diğer dinleri de incelediğimizde İslamiyet’te var olan pek çok şeyin bu dinlerde de var olduğunu görmek mümkün. Benim din algım evrenseldir. Burada değinmek istediğim bu önyargılarla başa çıkmak mümkün değil. Hiçbir şeyin varlığı boşuna değildir. Bugün yataktan kalkarken bir dakikalık gecikme yaşasan o bile bir planın parçası. Muhteşem bir detaylandırmayla hazırlanmış bu matrix’de oruç, namaz vb. gibi ibadetlerin boşuna olduğunu asla kimse söyleyemez. Taşların bile bir anlamı ve enerjisi var. Namaz dediğimiz olgu günde 5 kere yat yere kalk, yat yere kalk değildir. Böyle düşünenler var evet ama ben onlardan değilim. Allah’ın egosu mu var ki senin kıldığın namaza ihtiyacı olsun. Tapınmaya ihtiyacı mı var? Namaz senin için varsa bunun da bir sebebi var. Oruç senin için varsa bunun bir sebebi var. Demin örnek verdim, yataktan geç kalkman bile planın parçasıyken böyle şeylerin varlığının sebeplerini nasıl görmezden gelebiliriz.

Ben gece gündüz ibadette olan biri değilim yanlış anlama. Ama inkar edenlerden de değilim. Şu batı özentisi cahilliğinizi bir kenara bırakın açıp okuyun, bir bakın bir değişin. Korkmayın kötü huylarımızı kaybedeceğiz diye. Rahatsız olmayın bu kadar kendisini ve nefsini terbiye eden insanlardan. Oruç tutanı kınar gibi bakmayın. Bak ne güzel senin ufkun kapanmış, o farkında ama her şeyin. Neden? Ufkunu arındırdığı için. Bak sen farklı açılardan bakamıyorsun olaya ama o bakabiliyor ve çözüyor. Neden? Senin gibi vücuduna zarar vermediği ve öğrenmeye devam ettiği için. Ama sen sakın yapma. Maazallah bizden biri olursun falan bu senin için kötülük olur. Siz donsuz gezmeye devam edip, milletin aydınlanmış ufkundaki bilgileriyle dalga geçin, küçümseyin. Tek sayfa okumamış olanlar kitaplarda bir şey yok diyor. Bu nasıl bir tezat! Delirmek üzereyim. Ondan dolayı kardeşim ne sen bize karış ne biz size! Sadece şu bir halt olmamasına rağmen havalarda uçan bencil cahil bakışlarını üzerimden çek. Yoksa bende sana bakmak zorunda kalacağım. Ama benim bakışım seninki gibi olmaz. Özgürlük her an. Selametler!

Yazarın Son Yazıları
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.