Fenerbahçe Lideri Ali Koç: Atina’da bir Türk grubunun oynadığı final, ballı börek olur

Kulüpler Birliği Vakfı ve Avrupa Kulüpler Birliği (ECA) İdare Heyeti Üyesi Ali Koç yaptığı açıklamada Türkiye’de birinci sefer düzenlenen Avrupa Kulüpler Birliği toplantısının ehemmiyetine değinerek, şöyle konuştu:

“Kulüpler Birliği son devirde işin memleketler arası boyutunda da mesai harcıyor. Daha evvel farklı ülkelerden bize ziyaretler oldu. Bilhassa Avrasya bölgesinde, ortamızda da bir kupa yapabilir miyiz diye bakıyoruz. Bu bağlamda çok lokal kalan Türk futbolunun, memleketler arası arenada neler olduğu konusunda bilgi sahibi olması gerekiyor. Zira Avrupa futbolu son 15 yılda harikulâde bir değişim içerisinde. İktisat çok değişti, milyar dolarlar konuşuluyor. Formatlar değişiyor, yeni devirde bunun nasıl olacağını bugün öğreneceğiz. Kulüp sahiplikleri değişti. İş adamlarının, fonların sahip olduğu, sonra devlet fonlarının sahip olduğu kulüpler ortaya çıktı. Akabinde birden fazla kulüp sahibi olma modeli geldi. Teknoloji geldi, kurallar değişiyor.”

“AVRUPA FUTBOLUNUN TARTIŞMASIZ EN KIYMETLİ 6. ÜLKESİ OLMAMIZ GEREK”

Koç, ECA’in UEFA ile iştirak mutabakatı olduğunu vurgulayarak, konuşmasına şöyle devam etti:

“Bütün ticari alanlar için ortak şirket kuruldu. Bundan sonraki devirde Avrupa futbolunun tüm ekonomik hususları UEFA ve ECA’in birlikte karar vereceği noktaya geldi. Bu toplantıyı çok önemsiyoruz. Bu toplantı bizim için birinci ancak ECA için birinci değil, her ülkeye gidip anlatıyorlar. ECA’in eksiklerinden biri şuydu. 15 yılda Avrupa futbolunda inanılmaz bir katma paha oluşturdular ama hiçbir halde bu muvaffakiyetin bağlantısını yapmadılar. Bu toplantı çift taraflı katma paha oluşturacak. Bizim gerçek manada iktisat, yayın gelirleri ve sportif başarılarıyla Avrupa futbolunun tartışmasız en kıymetli 6. ülkesi olmamız gerek. Bunu yapacak potansiyelimiz var. Bilgi, maharet, anlayışımız şu an kâfi değil. Atılan adımlar çerçevesinde ECA’de faal bir ülke olmak bizler için çok değerli.”

Ali Koç, Avrupa kupalarındaki yeni formatla ilgili soru üzerine, “Formatın en büyük özelliği lig formatı olması ve her ekiple bir maç oynuyorsunuz. Artık iç saha dış saha olayı yok. Evvelden Şampiyonlar Ligi’nden bir alt turnuvaya, Avrupa Ligi’nden de Konferans Ligi’ne geçiş vardı. Artık geçişler de kalktı, geçiş olmayacak. Ne yazık ki maç takvimi çok ağır. Bunun önüne geçecek bir imkanımız yok. İngiltere’de ise çok daha ağır. Bizler de Türk kulüpleri olarak 3-4 günde maç yapmaya hazırlıklı, alışık olmalıyız.” biçiminde görüş belirtti.

“ATİNA’DA BİR TÜRK GRUBUNUN OYNADIĞI FİNAL, BALLI BÖREK OLUR”

Fenerbahçe Kulübü Lideri Ali Koç, UEFA Avrupa Konferans Ligi son 16 cinsinde deplasmanda Belçika’nın Union Saint-Gilloise takımını 3-0 yendikleri maçı şöyle kıymetlendirdi:

“Dün maçı izleyenler hakemin ne kadar fark oluşturduğunu görmüştür. Lehte aleyhte kararlarda da ‘Bravo hakem.’ diyorsunuz. Niçin biz bu hususta eksiğiz? Teknoloji geldi, bırak daha düzgüne gitmeyi daha berbata gidiyoruz. Bugün Türkiye’de adil rekabeti sağlayabilmemizin birinci ögesi, alandaki hakemlerin performansından geçiyor. Alandaki hakemlerin, onları eğitenlerin performansından geçiyor. Bunları atayanların adil ve hakkaniyetli bir çerçevede atama yapmaları gerekiyor. Siz şampiyonluk yarışında değerli bir gruba, saha hakemini ve VAR hakemini, tescilli o grubu tutan hakemi verirseniz sonuç bu türlü olur. Bence Türk futbolu silkelenmeli. Hem yurt içinde hem de yurt dışında kendi pozisyonlanmasını değiştirmeli. Bu da bir irade, yol haritası, inanç ve sabırla oluyor. Her düşünceli durumda bağırıp çağırmada yalpalarsanız, futbolu günlük yönetim edersiniz. Geçmişten bugüne kadar daima bu türlü gitti. Türkiye’de son yıllarda da bilhassa toplumsal medyada baskı oluşturmak, tehdit, şantaj, algı ile işleri yürütmek, avantaj elde etmek için yeni bir metot oldu. Yalnızca futbolda değil siyasette de bu var. Paydaşlar üzerinde çok tesir yapıyor. Hakemleri de yöneticileri de konseyleri da etkiliyor. İrade, yürek, sabır ve yol haritası çok kıymetli.”

Koç, Fenerbahçe’nin UEFA Konferans Ligi’ndeki maksadı hakkında ise şöyle konuştu:

“Fenerbahçe’nin amacı birinci evvel, ülkemiz için ülke sıralamasında 9. sırayı korumak olmalı. Anladığım kadarıyla bu çeşidi geçersek korunuyor. Fenerbahçe’nin maksadı gidebildiği kadar gitmek olmalı. Lakin işte iki kulvarda gidince, 3 günde bir maç olunca bir kulvar ister istemez etkilenebiliyor. Dün sakatlanan Çağlar’ın durumunu bilmiyorum, İsmail sedyeyle çıktı onun durumunu da bilmiyorum. Turnuvada kalan tek Türk kadrosu olarak ülke puanı açısından alabildiğimiz kadar puan almalıyız. Fenerbahçe açısından da gidebildiğimiz kadar gitmeliyiz. Mümkün çeşit atlayacak kulüplere baktığınızda biz de onlardan biriyiz diyelim, elbette çeşit geçene kadar geçilmemiştir… Fenerbahçe’nin başa baş gayret edebileceği kadrolar var. Atina’da bir final görmek… Final konuşmak için çok çok erken, dereyi görmeden paçaları sıvamamak gerek. Atina’da bir Türk grubunun oynadığı final de ballı börek olur.”