Bursa'nın tarihi çarşılarını bilmeyen yoktur, o kalabalık ortamda esnafların müşteri çekmesi, müşterilerin kararsızca dükkana yaklaşımı...
Konumuza gelecek olursak, Bursa'nın meşhur çarşılarından olan, Uzun Çarşı'da alışveriş yapmak bir hayli güç. Neden dediğinizi duyar gibiyim, yılların esnaflarını konumuzun dışında tutuyorum. Konumuzun asıl noktası yeni dükkan açıp kendini esnaf sanan işletmelere özel.
Uzun Çarşı'da bir dükkana girdiniz, güzel bir kumaş pantalon aldınız, esnaf ile aranızda birkaç sohbet geçti ve 'ayakkabı mı lazım?, hemen yardımcı olayım abime, ayakkabıcıyı aradım eleman gelio, senin pantalon terziden çıkana kadar ayakkabı alırsın abi' dedi. İyi güzel bu süre zarfında birşey yok.
İlk Lades
5 dakika sonra elinde ayakkabı çekçeği olan bir eleman sizi alıp çarşının ara sokaklarında ki en ücra köşedeki bir dükkana götürüyor ve o eleman dükkana girmeden kayıplara karışıyor. İlk şaşkınlığı burada görüyorsunuz.
İkinci Lades
Girdiğiniz dükkanda esnaflık ile alakası olmayan ayakkabıcının patronu karşılıyor. Sizi tepeden tırnağa süzdükten sonra rutin 'hangi ayakkabıyı istersin', 'kaç numara' sorusunu soruyor. Sizde bir model beğenip giyiyorsunuz, fiyatını sorduğunuz da 3800 TL yanıtını alıyorsunuz. 'Ama abime 3000 TL yaparım' dediğinde birden 800TL nasıl düşer sorusu geliyor müşterinin aklına ve biraz şüpheleniyorsunuz. Fiyat konusunda ki şüphenin üstüne gidip pazarlığa gidiyorsunuz 3800 TL denilen ayakkabı 3 dakika sonra pazarlık sonucu 2300 TL'ye düşüyor. Daha da şüphe çeken sözde esnaflar müşteriyı kaçırmama adına son fiyatı veriyor ve '1750 TL olsun daha da bişi yapamam, bizde ayakkabı garantili diğer esnaflar malını geri almaz' şeklinde sizi kurmaya başlıyor ki, işinin erbabı olan her esnaf malının arkasında durup garantı vereceğini her müşteri bilir.
Üçüncü Lades
Siz daha da şüphelenip 'Yok abi şu pantalon terziden çıksın, pantalonun altında görüp alayım' dediğiniz de sizi tersler şekilde dükkandan gönderiyor. Pantalonu almaya gittiğiniz de ordaki esnafa durumu anlattığınız da hiçbir tepki vermeden, sessizliğini koruyor. Asıl olay burada başlıyor...
Dördüncü Lades
Yılların ayakkabıcısı olduğunu bildiğiniz dükkana gidip, olayı anlattığınız da 'Onlar bu çarşının dolandırıcısıdır, yeni dükkan açtılar. Giyimci esnaflar ile anlaşmalı olup gönderdiği müşteri ayakkabıyı satın aldığında 200 TL prim ödüyorlar ve sana gönderdikleri adama da dükkana kadar getirmesi için 100 TL para veriyorlar' deyince, Sülün Osman'ın hikayeleri aklınıza geliyor.
3800 TL olan aynı ayakkabıyı bu dükkandan 1000TL'ye alıp çayınızı sohbetinizi edip çıkıyorsunuz. Acilen Çarşı'da zabıta denetimi kontrolü şart haline değil zorunlu hale gelmiştir. Seyyar esnaflara olan tavırı bir kenara bırakıp, tarihi mekanlarda dükkan açan gelen müşterinin kanını emen bu esnafçıklara müdahale edilmesi zorunludur...
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Mehmet Yasin Soran
Çarşıda soygun var!
Bursa'nın tarihi çarşılarını bilmeyen yoktur, o kalabalık ortamda esnafların müşteri çekmesi, müşterilerin kararsızca dükkana yaklaşımı...
Konumuza gelecek olursak, Bursa'nın meşhur çarşılarından olan, Uzun Çarşı'da alışveriş yapmak bir hayli güç. Neden dediğinizi duyar gibiyim, yılların esnaflarını konumuzun dışında tutuyorum. Konumuzun asıl noktası yeni dükkan açıp kendini esnaf sanan işletmelere özel.
Uzun Çarşı'da bir dükkana girdiniz, güzel bir kumaş pantalon aldınız, esnaf ile aranızda birkaç sohbet geçti ve 'ayakkabı mı lazım?, hemen yardımcı olayım abime, ayakkabıcıyı aradım eleman gelio, senin pantalon terziden çıkana kadar ayakkabı alırsın abi' dedi. İyi güzel bu süre zarfında birşey yok.
İlk Lades
5 dakika sonra elinde ayakkabı çekçeği olan bir eleman sizi alıp çarşının ara sokaklarında ki en ücra köşedeki bir dükkana götürüyor ve o eleman dükkana girmeden kayıplara karışıyor. İlk şaşkınlığı burada görüyorsunuz.
İkinci Lades
Girdiğiniz dükkanda esnaflık ile alakası olmayan ayakkabıcının patronu karşılıyor. Sizi tepeden tırnağa süzdükten sonra rutin 'hangi ayakkabıyı istersin', 'kaç numara' sorusunu soruyor. Sizde bir model beğenip giyiyorsunuz, fiyatını sorduğunuz da 3800 TL yanıtını alıyorsunuz. 'Ama abime 3000 TL yaparım' dediğinde birden 800TL nasıl düşer sorusu geliyor müşterinin aklına ve biraz şüpheleniyorsunuz. Fiyat konusunda ki şüphenin üstüne gidip pazarlığa gidiyorsunuz 3800 TL denilen ayakkabı 3 dakika sonra pazarlık sonucu 2300 TL'ye düşüyor. Daha da şüphe çeken sözde esnaflar müşteriyı kaçırmama adına son fiyatı veriyor ve '1750 TL olsun daha da bişi yapamam, bizde ayakkabı garantili diğer esnaflar malını geri almaz' şeklinde sizi kurmaya başlıyor ki, işinin erbabı olan her esnaf malının arkasında durup garantı vereceğini her müşteri bilir.
Üçüncü Lades
Siz daha da şüphelenip 'Yok abi şu pantalon terziden çıksın, pantalonun altında görüp alayım' dediğiniz de sizi tersler şekilde dükkandan gönderiyor. Pantalonu almaya gittiğiniz de ordaki esnafa durumu anlattığınız da hiçbir tepki vermeden, sessizliğini koruyor. Asıl olay burada başlıyor...
Dördüncü Lades
Yılların ayakkabıcısı olduğunu bildiğiniz dükkana gidip, olayı anlattığınız da 'Onlar bu çarşının dolandırıcısıdır, yeni dükkan açtılar. Giyimci esnaflar ile anlaşmalı olup gönderdiği müşteri ayakkabıyı satın aldığında 200 TL prim ödüyorlar ve sana gönderdikleri adama da dükkana kadar getirmesi için 100 TL para veriyorlar' deyince, Sülün Osman'ın hikayeleri aklınıza geliyor.
3800 TL olan aynı ayakkabıyı bu dükkandan 1000TL'ye alıp çayınızı sohbetinizi edip çıkıyorsunuz. Acilen Çarşı'da zabıta denetimi kontrolü şart haline değil zorunlu hale gelmiştir. Seyyar esnaflara olan tavırı bir kenara bırakıp, tarihi mekanlarda dükkan açan gelen müşterinin kanını emen bu esnafçıklara müdahale edilmesi zorunludur...