Bursa’mızın güzide ilçesi Yenişehir’in 6 Eylül 1922 tarihinde düşman işgalinden kurtuluşunun yıl dönümü her yıl büyük bir coşku ve heyecanla kutlanmaktadır. Uluslararası Biber Festivali ile bir haftaya yayılan etkinlikleri gurbette olan bir Yenişehirli olarak yakından takip etmekteyim.

Öncelikle bu paylaşım bir polemik ve münakaşa gayesi taşımamaktadır. Fakat önemine binaen ifade etmek zorunda olduğum bir meseleye parmak basmak mecburiyetindeyim. 27 Ekim 1920 tarihinde işgal kuvvetlerinin postalları ile çiğnediği aziz Yenişehir’imiz, yaklaşık 2 yıl süren bir işgal ve hüzün döneminden sonra 6 Eylül’de istiklaline kavuşmuştur. Bu süre zarfında Yenişehir’de tarihe geçecek hadiseler cereyan etmiş; “Zor günler büyük adamlar doğurur” sözünün hikmetine muvafık olarak Yenişehir’de de tarihe mal olmuş şahsiyetler yetişmiştir. Bunlardan biri de Günece Köyünden Necip Soydan olup, gerek bölgenin gerekse de ülkemizin en talihsiz ve karanlık zamanında elini değil gövdesini taşın altına koyan nadir simalardan biri olarak tarihe kazınmıştır. Necip Bey, 23 Nisan 1920 tarihinde Ankara’da açılan, mümtaz ve muhterem vatanseverler tarafından teşekkül eden Gazi Mecliste o dönem ismi Ertuğrul olan Bilecik milletvekili olarak Yenişehir’i ve Türk milletini şerefle temsil etmiştir. Necip Soydan Bey, ülkenin istiklal ve istikbal mücadelesinde Türkiye Cumhuriyetinin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Milli Mücadele kahramanları Ali Fuat Cebesoy, Fahrettin Altay, İsmet İnönü, Kazım Karabekir gibi nice devlet ve millet adamı ile teşrik-i mesai yapmış, özellikle 27 Ekim 1920’de Yenişehir’in işgali üzerine meclis kürsüsüne gelerek yaptığı konuşma ile doğup büyüdüğü toprakların hür sesi olmaya azm-ü gayret etmiştir.

Yenişehir’in bağrından yetişmiş, ülkenin en zor zamanlarında mesuliyet üstlenmiş, vatanın dört bir yanında memurluk, amirlik ve vali muavinliği makamlarında bulunarak hizmeti ile sebkat etmiş Milli Mücadele kahramanı Merhum Necip Soydan’ın doğup büyüdüğü ilçesinde adına bir park, sokak ve cadde olmaması; işgali esnasında mecliste canhıraş haykırdığı Yenişehir’inin düşman işgalinden kurtulduğu günlerde adına bir panel, sempozyum ve konferans tertip edilmemesi altını çizerek ifade ediyorum şahsen yüreğimi kanatmakta, gönlümde taşıdığım yüksek vefa duygularıma dokunmakta, içimi sızlatmaktadır. Gerek bugünün idarecileri, gerek dünün yöneticilerinin bu hususta gerçek bir irade ve vefa örneği gösterememiş olmaları onlar adına karnelerinde daimi bir kırık not olarak kalacaktır. Tarihine sahip çıkmayan milletler, kahramanlarını, bağrından yetiştirdiği vatan evlatlarını gelecek nesillere aktaramayan ülkeler er ya da geç batmaya, mahvolmaya mahkûmdurlar.

Yenişehir’in kurtuluşunu nasıl kutladığınız, geçmişte veya bugün hangi sanatçıları getirdiğiniz benim ilgi ve uzmanlık alanım değil fakat bir tarihçi olarak Yenişehir’in içinden çıkmış ve ateşten gömlek giyerek milletine en zor zamanlarda hizmet etmiş bir devlet adamına saygı ve vefa programı tertip etmeyişiniz, onu Yenişehir’e gelen herkese tanıtacak bir ölümsüz esere adını vermeyişiniz hem ilgi hem de uzmanlık sahama girmektedir. Umarım en kısa zamanda Merhum Necip Soydan adını yaşatacak bir adım atılır ve ismi sonsuza dek çok sevdiği memleketinde yaşatılır.

Kamuoyuna saygıyla…