Balıkesir’in Ayvalık ilçesinde; halk dilinde “cüce” olarak da nitelendirilen akondroplazı hastası ve iki bacağı protez olan Ercan Kubaş, 1 metre 15 santimlik boyuyla bir yandan hayata tutunuyor, bir yandan da kendisi ile aynı rahatsızlıkla yaşayan eşi ve gayet sağlıklı iki kızıyla geçim mücadelesi veriyor
Haber Giriş Tarihi: 03.12.2024 09:34
Haber Güncellenme Tarihi: 03.12.2024 09:34
Kaynak:
İHA
Minik dev adam bununla da yetinmiyor kurduğu kendi ismini taşıyan tiyatroyla da sanat dünyasında “Ben de varım” diyor.
37 yaşındaki Ercan Kubaş, kendisinden 5 yaş büyük eşi Aysun ile evliliğinden biri 13 diğeri 10 yaşında son derece sağlıklı iki kızıyla mutlu bir yaşam sürüyor.
3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nün kendisi için sadece bir tarih ve alelade bir gün olduğunu söyleyen Ercan Kubaş, “Ama benim için her 3 Aralık, hayatımın bir parçası oluyor. Çünkü ben, engelleri aşmak için sadece bedensel olarak değil, her an, her gün ruhumla da mücadele ediyorum. Belki ayaklarım yok, ama kalbim var ve o kalp, her zorlukla biraz daha büyüyor, biraz daha güçlü hale geliyor. Bu, sadece fiziksel bir savaş değil; ruhsal, kalbiyle savaşan bir insanın hikâyesidir” dedi.
Eşi en büyük destekçisi
Kendisinin en büyük desteğinin 95 santim boyundaki eşi Aysun’un olduğunu belirten Ercan Kubaş, “O, her zaman yanımda durdu. Beni asla yalnız bırakmadı. Birlikte her zorluğu aştık, birlikte hayata tutunduk. Onun varlığı, bana her gün yeniden doğma gücü verdi. Bazen gözlerimden süzülen yaşları gördü, bazen belki o da yorgundu ama hep birlikte, her engeli aştık. Aysun, bana sadece bir eş değil, en büyük yol arkadaşı oldu” ifadelerini kullandı.
Eşi Aysun ile "Hayatın Gerçekleri" adlı tiyatro oyununu sahneye koyduklarını anlatan Kubaş, “Hep birlikte büyük bir projeye imza attık. Oyunla, engellilere karşı olan duyarsızlığı herkese sergiledik. Bu oyunla bir çok ödül gibi övgüler aldık. Ama en büyük ödülümüz, sahneye çıktığımızda birbirimize duyduğumuz güven ve sevgi oldu. Kızlarımız Yağmur ve Damla bizim en değerli hazinelerimiz. En kıymetli varlıklarımız. O küçük elleriyle beni ve eşimi hep sarıp sarmaladılar. Zorlukları birlikte yaşadık. Yağmur, o minicik yaşında, benim için; ‘Engelliyse engelli ne yapayım?’ diyerek, engelliliği sadece bir kelime olarak değil, bir anlam olarak kabul etti. Kızlarım; benim kalbimi hep güçlendiren, her adımımda yanımda olan meleklerim. Damla ve Yağmur, benim için sadece çocuklarım değil, en büyük ilham kaynağım. Onların gözlerindeki sevgiyle, her engeli aşmak için daha çok mücadele ediyorum. Her gün, biraz daha umutla büyüyorlar. Onlar, dünyada gördüğüm en büyük güzellik. İki küçük yürek, bana hayatın anlamını gösteriyor” diye konuştu.
“Engellileri görmezden gelmeyin biz sadece 3 Aralık değil, her zaman varız”
6 Şubat 2023’te 11 kenti vuran depremde; depremzedelere yardım edebilmek için bölgeye gittiğini aktaran Ercan Kubaş, “Kimse bana deprem bölgesine gitmem gerektiğini söylemedi. Ama kalbimde bir şey vardı; bu dünyada engelli olmak, bir insanın yardım etmesine engel olmamalıydı. Ayaklarım yoktu ama kalbim vardı. İnsanın kalbini her şeyden önce kullanması gerektiğini biliyordum. Deprem bölgesine gittiğimde, herkes beni gördü. O an, bacaklarımın eksik olduğunu bilerek oraya geldiğimi görenler, içten içe takdir ettiler. Ama ben sadece bir şey hissettim: Hangi bedende olursak olalım, yardım etme gücümüz her zaman içimizde yaşıyor. Benim engelim bedenimde değil, ruhumdadır. Her bir adımda, kalbimi insanlığa adadım ve Yağmur ile Damla Kızlarım, henüz küçücük bedenleriyle, büyük bir kalp taşıyorlar. Deprem bölgesinde, her ikisi de birikmiş harçlıklarıyla yardıma koştu. Su, süt, mama ve bez aldılar ve bunları ihtiyaç sahiplerine göndermek için ellerinden geleni yaptılar. O kadar saf ve samimi bir yardımseverlikti ki, kalbimi gururla doldurdu. Onlar, dünyada gördüğüm en büyük güzellik. Sevgi, umut ve yardımlaşma; onların gözlerinde hayat buluyor. Kızlarım, zorluklara rağmen hep güç verdiler ve ben her gün onlardan daha fazla ilham alıyorum. Yağmur ve Damla, gözlerindeki ışıkla her gün bana güç veriyorlar. O küçücük bedenlerinde, dünyaya bakışlarıyla dev bir kalp taşıyorlar. Benim için en değerli şey, onların mutluluğu. Onlar için her zorluk kolay, her engel aşılabilir. Çünkü onları engeller değil, sevgi, fedakârlık ve mücadele büyütüyor ve bir şey daha... Engellileri görmezden gelmeyin. Sadece 3 Aralık değil, her zaman varız. Biz engelliler, toplumu oluşturan bir parça, bu dünyanın bir parçasıyız. Bizim de sesimiz var, bizim de duygularımız var. Hep birlikte, her zaman, her şartta bizim varlığımızı kabul edin” diye konuştu.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Minik Dev Adam’ın örnek hikâyesi
Balıkesir’in Ayvalık ilçesinde; halk dilinde “cüce” olarak da nitelendirilen akondroplazı hastası ve iki bacağı protez olan Ercan Kubaş, 1 metre 15 santimlik boyuyla bir yandan hayata tutunuyor, bir yandan da kendisi ile aynı rahatsızlıkla yaşayan eşi ve gayet sağlıklı iki kızıyla geçim mücadelesi veriyor
Minik dev adam bununla da yetinmiyor kurduğu kendi ismini taşıyan tiyatroyla da sanat dünyasında “Ben de varım” diyor.
37 yaşındaki Ercan Kubaş, kendisinden 5 yaş büyük eşi Aysun ile evliliğinden biri 13 diğeri 10 yaşında son derece sağlıklı iki kızıyla mutlu bir yaşam sürüyor.
3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nün kendisi için sadece bir tarih ve alelade bir gün olduğunu söyleyen Ercan Kubaş, “Ama benim için her 3 Aralık, hayatımın bir parçası oluyor. Çünkü ben, engelleri aşmak için sadece bedensel olarak değil, her an, her gün ruhumla da mücadele ediyorum. Belki ayaklarım yok, ama kalbim var ve o kalp, her zorlukla biraz daha büyüyor, biraz daha güçlü hale geliyor. Bu, sadece fiziksel bir savaş değil; ruhsal, kalbiyle savaşan bir insanın hikâyesidir” dedi.
Eşi en büyük destekçisi
Kendisinin en büyük desteğinin 95 santim boyundaki eşi Aysun’un olduğunu belirten Ercan Kubaş, “O, her zaman yanımda durdu. Beni asla yalnız bırakmadı. Birlikte her zorluğu aştık, birlikte hayata tutunduk. Onun varlığı, bana her gün yeniden doğma gücü verdi. Bazen gözlerimden süzülen yaşları gördü, bazen belki o da yorgundu ama hep birlikte, her engeli aştık. Aysun, bana sadece bir eş değil, en büyük yol arkadaşı oldu” ifadelerini kullandı.
Eşi Aysun ile "Hayatın Gerçekleri" adlı tiyatro oyununu sahneye koyduklarını anlatan Kubaş, “Hep birlikte büyük bir projeye imza attık. Oyunla, engellilere karşı olan duyarsızlığı herkese sergiledik. Bu oyunla bir çok ödül gibi övgüler aldık. Ama en büyük ödülümüz, sahneye çıktığımızda birbirimize duyduğumuz güven ve sevgi oldu. Kızlarımız Yağmur ve Damla bizim en değerli hazinelerimiz. En kıymetli varlıklarımız. O küçük elleriyle beni ve eşimi hep sarıp sarmaladılar. Zorlukları birlikte yaşadık. Yağmur, o minicik yaşında, benim için; ‘Engelliyse engelli ne yapayım?’ diyerek, engelliliği sadece bir kelime olarak değil, bir anlam olarak kabul etti. Kızlarım; benim kalbimi hep güçlendiren, her adımımda yanımda olan meleklerim. Damla ve Yağmur, benim için sadece çocuklarım değil, en büyük ilham kaynağım. Onların gözlerindeki sevgiyle, her engeli aşmak için daha çok mücadele ediyorum. Her gün, biraz daha umutla büyüyorlar. Onlar, dünyada gördüğüm en büyük güzellik. İki küçük yürek, bana hayatın anlamını gösteriyor” diye konuştu.
“Engellileri görmezden gelmeyin biz sadece 3 Aralık değil, her zaman varız”
6 Şubat 2023’te 11 kenti vuran depremde; depremzedelere yardım edebilmek için bölgeye gittiğini aktaran Ercan Kubaş, “Kimse bana deprem bölgesine gitmem gerektiğini söylemedi. Ama kalbimde bir şey vardı; bu dünyada engelli olmak, bir insanın yardım etmesine engel olmamalıydı. Ayaklarım yoktu ama kalbim vardı. İnsanın kalbini her şeyden önce kullanması gerektiğini biliyordum. Deprem bölgesine gittiğimde, herkes beni gördü. O an, bacaklarımın eksik olduğunu bilerek oraya geldiğimi görenler, içten içe takdir ettiler. Ama ben sadece bir şey hissettim: Hangi bedende olursak olalım, yardım etme gücümüz her zaman içimizde yaşıyor. Benim engelim bedenimde değil, ruhumdadır. Her bir adımda, kalbimi insanlığa adadım ve Yağmur ile Damla Kızlarım, henüz küçücük bedenleriyle, büyük bir kalp taşıyorlar. Deprem bölgesinde, her ikisi de birikmiş harçlıklarıyla yardıma koştu. Su, süt, mama ve bez aldılar ve bunları ihtiyaç sahiplerine göndermek için ellerinden geleni yaptılar. O kadar saf ve samimi bir yardımseverlikti ki, kalbimi gururla doldurdu. Onlar, dünyada gördüğüm en büyük güzellik. Sevgi, umut ve yardımlaşma; onların gözlerinde hayat buluyor. Kızlarım, zorluklara rağmen hep güç verdiler ve ben her gün onlardan daha fazla ilham alıyorum. Yağmur ve Damla, gözlerindeki ışıkla her gün bana güç veriyorlar. O küçücük bedenlerinde, dünyaya bakışlarıyla dev bir kalp taşıyorlar. Benim için en değerli şey, onların mutluluğu. Onlar için her zorluk kolay, her engel aşılabilir. Çünkü onları engeller değil, sevgi, fedakârlık ve mücadele büyütüyor ve bir şey daha... Engellileri görmezden gelmeyin. Sadece 3 Aralık değil, her zaman varız. Biz engelliler, toplumu oluşturan bir parça, bu dünyanın bir parçasıyız. Bizim de sesimiz var, bizim de duygularımız var. Hep birlikte, her zaman, her şartta bizim varlığımızı kabul edin” diye konuştu.
Kaynak: İHA
En Çok Okunan Haberler