Kamuya açık şarj cihazlarını kullanmayın: Güvenliğinizi ihlal edebilir
Haber Giriş Tarihi: 17.07.2024 12:46
Haber Güncellenme Tarihi: 17.07.2024 12:46
Kamuya açık şarj cihazlarının kullanılmaması gerektiğini belirten Sosyal Medya Araştırmacısı Ümit Sanlav, “Telefonlarınızın içinde aslında hiçbirimiz kimlerin olduğunu gerçekten bilmiyoruz. Bazen indirdiğiniz bir uygulama, bazen bağlandığınız wi-fi, bazen açık unuttuğunuz bluetooth veya NFC bazen de ortak kullanıma açık şarj üniteleri güvenliğinizi ihlal edebilir” diyerek çeşitli uyarılarda bulundu.
İstanbul Aydın Üniversitesi Kurumsal İletişim Direktörü ve Sosyal Medya Araştırmacısı Ümit Sanlav, gündemde olan kamuya açık ortak şarj cihazlarının risklerine dair soruları yanıtlarken, genel anlamda teknoloji ve veri güvenliğine dair önemli konulara da değindi. Teknolojiyi doğru ve güvenli kullanmanın yollarını anlamanın önemine değinen Ümit Sanlav, “Kamusal alanlarda, AVM’lerde restoranlarda ortak kullanıma açık şarj ünite ve cihazlarının tehlikelerini öğrendiğinizde ya şarj aletinizi yanınızdan ayıramayacak ya da iletişimden kopuk kalmayı tercih edeceksiniz. Günümüzde hiç kimse iletişimden kopuk kalmayı tercih etmeyeceğine göre şarj aletinizi yanınızdan ayırmamak dışında bir seçenek kalmıyor” derken bu riskin arkasındaki riskin teknik olarak “Juice Jacking” olarak adlandırıldığını söyledi ve Juice Jacking’i anlattı. Juice Jacking Nedir
Juice Jacking’in ne olduğunu anlatan Sanlav, “Mobil cihazınızı, İETT otobüsleri, restoranlar, havaalanları avm’ler gibi ortak kullanıma açık bir şarj istasyonuna taktığınızda, şarj istasyonu kutusundaki USB bağlantı noktası, cihazınıza veya cihazınızdan veri aktarmak için kullanılır. Bu da cihazınıza kötü amaçlı yazılım yüklemek veya cihazınızdan kişisel bilgileri çalmak için kullanılabileceği anlamına gelir. Bu bilgilerin bazıları; dijital ortamlara giriş bilgileri, kimlik bilgileri, kişi listeleri, foto galeri ve diğer hassas verilerdir. USB üzerinden cihazınızdaki tüm dosyalar kolayca kopyalanabilir. Burada şu yanılgıdan da uzak durmamız gerekir. Verilerimizi kaptırmak için telefon bir yere bağlanıp saatlerce veya dakikalarca kesintisiz veri aktarımı yapılması gerekmiyor. Telefonu bağladığımızda, saniyeler içinde zararlı bir yazılım telefonumuza yüklenmiş olabilir ve tüm verilerimiz bir başkasının erişimine açılmış olabilir” şeklinde konuştu.
Gerçekleşme ihtimali yüksek olan yerleri
Sanlav Juice Jacking saldırılarının gerçekleşme ihtimali yüksek olan yerleri sıraladı:
“İETT durakları
İETT otobüslerinde ve metrobüslerde bulunan şarj bağlantı üniteleri
Tren istasyonları
Oteller
Havaalanları
Kafeler
Şarj istasyonları
Alışveriş Merkezleri”
Sanlav, ortak kullanıma açık şarj cihazlarının risklerinden korunmanın en garanti yolunu ise şu şekilde sıraladı:
“ Bu cihazları kullanmamak,
Prizli şarj cihazı kullanmak
Taşınabilir bir pil takımı (power bank) kullanmak
VPN ve Antivirüs kullanmak.”
Yabancı risklidir
Juice Jacking saldırılarının dışında birçok alanda teknoloji güvenliğinin ihlal edildiğini ve bunun çok ciddi kişisel güvenlik sorunlarına yol açabileceğini ifade eden Sanlav, telefonlarımızın içinde aslında hiçbirimizin kimlerin olduğunu bilmediğimizi ifade ederken “Bazen indirdiğimiz bir uygulama, bazen bağlandığımız wi-fi, bazen açık unuttuğumuz bluetooth veya NFC (Near Field Communication ve Türkçe ismiyle Yakın Alan İletişimi) bazen de ortak kullanıma açık şarj üniteleri bizler için büyük risk taşıyabilir. Temel prensip ne olduğunu bilmediğimiz her yabancı unsurun risk taşıdığını kabul etmek olmalı” dedi.
Sanlav sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Durup dururken kapımızı çalıp “havalar çok sıcak sana içecek buz gibi bir şeyler getirdim” diyen YABANCI birini kapımızı açıp evimize almıyorsak, teknolojik cihazlarımıza da yabancı unsurlar kabul etmemeliyiz. Bu yabancı unsur bazen güvensiz bir uygulama, bazen bedava internet, bazen bedava şarj cihazı kılığında gelebilir.”
“Aslında şu ana kadar kullandığımız uygulamalar ve yukarıda bahsettiğim yabancı unsurlar vasıtasıyla şu an dahi teknolojik cihazlarımızdaki verilerin kimlerin kullanımında olduğunu da hiçbirimiz bilmiyoruz. O halde foto galerimize, rehberimize, not defterimize, video kamera ve mikrofonumuza, SMS’lerimize, WhatsApp ve diğer sosyal medya uygulamalarımıza kimlerin eriştiğini veya erişebileceğini bilmediğimiz gerçeğini göz ardı etmeden yaşamaya alışmak zorundayız.”
“Günümüzde çok sıcak örneklerini yaşadığımız şekilde, galerinizdeki bir mahrem görüntü, rehberinizde olmaması gereken isimler, not defterinizde sakladığınız şifreler ve finansal bilgiler, özel yazışmalar başınıza dert açabilir.” Biri bizi gözetliyor ama neden
“Peki bizim için tehlike arz eden sadece telefon ve bilgisayarlarımız mı?” sorusuna değinen Sanlav,
“İnternet bağlantısı ile uzaktan erişime açık akıllı süpürgeler internet bağlantısı olan televizyonlar ve bu televizyonların entegre kameraları ile mikrofonları, güvenlik kameraları, internet erişimi olan arabalar ile ne gibi risklere maruz kalabileceğimizi düşündünüz mü? Tabii bunun sonunda veri madenciliği, big data ve yapay zekâ öğrenmesi gibi konuları da açmak lazım” diyerek sözlerini sonlandırdı.