Gıda sahtekarlığı en çok bu ürünlerde yapılıyor

Gıda sahtekarlığı en çok bu ürünlerde yapılıyor

Haber Giriş Tarihi: 10.06.2024 11:22
Haber Güncellenme Tarihi: 10.06.2024 11:22
Bursatarafsiz.com
Yakın Doğu Üniversitesi’nin Dünya Gıda Güvenliği Günü’nde düzenlediği “Gıdalarda Taklit ve Tağşiş” etkinliğinde sahte gıda ürünleri ile mücadele yöntemleri ele alındı. Sahtekarlığın en çok yapıldığı ürünlere dikkat çekilen etkinlikte, gıda güvenliğinin nasıl sağlanacağı konusuna da değinildi. Yakın Doğu Üniversitesi Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü’nün 7 Haziran Dünya Gıda Güvenliği Günü’nde düzenlediği “Gıdalarda Taklit ve Tağşiş” etkinliğine Tarım Dairesi Müdürü Ercan Akerzurumlu, Gıda Mühendisleri Odası Başkanı Beste Oymen ile çok sayıda öğretim üyesi, araştırmacı ve öğrenci katıldı. Yakın Doğu Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Özge Özden ve Tarım Dairesi Müdürü Ercan Akerzurumlu’nun açılış konuşmalarının ardından, Yakın Doğu Üniversitesi Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü öğretim üyeleri Prof. Dr. Nevzat Artık ve Dr. Şebnem Güler ile Adana Zeytin Üretim ve Pazarlama Kooperatifi (ZEYKOOP) Başkanı Dr. Mehmet Güler sunum yaptı. Soru-cevap bölümüyle sona eren etkinlikte, sunum yapan akademisyenlere teşekkür belgesi ve koza işi takdim edildi. Zeytinyağı, süt, bal, safran, balık ve kahveye dikkat Yakın Doğu Üniversitesi Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Nevzat Artık, dünya çapında her yıl 700 milyon insanın, kirlenmiş gıdalardan kaynaklanan 200’ün üzerindeki hastalıktan etkilendiğini söyleyerek, bu vakaların yüzde 40’ının ise beş yaş altı çocuklardan oluştuğunu vurguladı. AB Gıda Sahtekarlık Ağı’nın verilerine göre gıda sahtekarlığında yüzde 47 ile yanlış-yanıltıcı etiketlemenin ilk sırada yer aldığını söyleyen Prof. Dr. Nevzat Artık, “İkame ürün kullanılması, seyreltme, ürün ilavesi yada çıkarılması ise yüzde 20 ile en sık başvurulan hileler arasında yer alıyor. Eksik, hatalı ya da değiştirilmiş raporlama ile fikri mülkiyet hakkı ihlalleri ise gıda sahtekarlığında yüzde 17 paya sahip” ifadelerini kullandı. Adana Zeytin Üretim ve Pazarlama Kooperatifi (ZEYKOOP) Başkanı Dr. Mehmet Güler ise 2023’te Türkiye’de yaklaşık 1,7 milyon ton zeytin üretimi yapılırken 216 bin ton zeytinyağı üretildiğini hatırlatan Güler, “Özellikle küçük ve orta ölçekli üreticilerde bilgi ve teknoloji eksikliğini, zeytin ve zeytinyağı üretiminde maliyetleri yükseltiyor” dedi. Tağşiş en çok zeytinyağında yapılıyor Yakın Doğu Üniversitesi Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Dr. Şebnem Güler ise taklit ve tağşişin en yaygın olduğu ürünlerin başında yüzde 24 ile zeytinyağının geldiğini söyledi. Zeytinyağını ise süt, bal, safran, balık ve kahvenin takip ettiğini vurguladı. Naturel zeytinyağına; kolza, ayçiçeği, soya, pamuk, mısır, yer fıstığı, hardal, susam, haşhaş gibi bitkisel rafine karışım yağları, fındık yağı, avokado yağı gibi farklı bitki kaynaklı yağlar eklenmesinin en yaygın tağşiş örneklerinden olduğunu söyleyen Dr. Şebnem Güler, özellikle riviera tipi yağların ve yemeklik rafine pirina yağlarının natürel zeytinyağı adı altında piyasaya sürülmesinin de ciddi bir sorun olduğunu söyledi. Ercan Akerzurumlu: “Gıdada taklit ve tağşiş kabul edilebilir bir durum değil” Gıdalarda taklit ve tağşişin hayati bir sorun olduğunu belirten Tarım Dairesi Müdürü Ercan Akerzurumlu, yaptıkları denetimlerde farklı bölgelerden topladıkları 70 numuneden 20’sinin tağşişli olduğunu tespit ettiklerini belirterek, “Haksız kazanç elde eden ve insan sağlığına zarar veren üreticilere cezai işlem uyguladık. Tüm bu analizleri kendi ülkemizde yapmak için de çalışmalara başladık. İlerleyen günlerde bunu da başaracağız” dedi. Prof. Dr. Özge Özden’den ‘sürdürülebilir tarım’ vurgusu Yakın Doğu Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Özge Özden, “KKTC’nin tek Gıda Mühendisliği Bölümü’nü bünyesinde barındıran Yakın Doğu Üniversitesi Ziraat Fakültesi olarak; gıda güvenliği ve sürdürülebilir tarım uygulamalarını eğitim faaliyetlerimizin merkezine alırken, diğer yandan da halka açık şekilde düzenlenen etkinliklerle toplumsal bilince de katkı koymaya devam ediyoruz” dedi. Özden, “Sadece ülkemizde değil dünyada da güvenilir gıda sağlıklı gıda, kaliteli gıdaya erişim gün geçtikçe zorlaşmıştır. Bu bağlamda sürdürülebilir tarım, iyi tarım uygulamaları gıda güvenliği konusu bir o kadar daha büyük önem kazanmıştır” ifadelerini kullandı. “Tarladan çatala gıda güvenliği” Yakın Doğu Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bölüm Başkanı Perihan Adun ise, güvenli gıdaya erişim için yapılması gerekenleri şöyle sıraladı: “Dünya Gıda Güvenliği 5 tane eylem çağrısı var. 1’incisi gıdanın güvenli olduğundan emin olun. Bunun için hükümetler herkes için güvenli ve kaliteli gıda sağlamalıdır. Gıdanın ham madde kısmı çok önemli. Ham maddenin yetiştirilmesinde iyi tarım teknikleri uygulanmalı. İşleme sırasında iyi hijyen teknikleri uygulayın. Gerek depolama gerek dağıtım sırasında gerekli şartları karşılayın ki gıda tüketiciye güvenli şekilde ulaşsın. Ayrıca tüketicilerin tüketecekleri gıdanın güvenliği konusunda bilinçli olmaları gerekiyor. Bilinçli olun, gıdanızı evlerde de bilinçli bir şekilde tüketin. Bu konsepti şöyle özetleyebiliriz: Tarladan çatala gıda güvenliği. Tarladan çatala olan her zincirde gıda güvenliği tehlikeye gidebilir. Hastalık ve ölüm riskleri olabilir. Onun için bu zincirde yer alan tüm paydaşların bu konuda sorumlulukları var ve aksiyon almaları gerekiyor.”